Mersin, Tarsus ve Bölgedeki gündem, ekonomi, son dakika, spor ve yaşam dünyasındaki önemli gelişmelerden anında haberdar olmak ister misiniz?

:

:

:

Tarsus Emek ve Demokrasi Platformu’ndan Suriye’de yaşananlara tepki!

Güncel
Tarih: 16 Mart 2025 Pazar 18:27
Tarsus Emek ve Demokrasi Platformu’ndan Suriye’de yaşananlara tepki!
Yazı Boyutu:
Metni küçült
Metni büyüt
Tarsus Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısı üzerine Yarenlik Alanı’nda, Suriye’de Alevilere karşı yapılan katliam olaylarına tepki gösterildi. Eyleme farklı kesimlerden binlerce kişi katılım gösterdi.
 
Halk Eğitim Merkezi önünden başlayarak alanda sloganlar eşliğinde yürüyen kortejde Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili-Tarsus Belediye Başkan Yardımcısı Ali Uyan, Tarsus Belediye Başkan Yardımcısı Şerif Durmaz, CHP İlçe Başkanı Selahattin Şahin, geçmiş dönem CHP Mersin Milletvekilleri Cengiz Gökçel ile Alpay Antmen, belediye meclis üyeleri, diğer siyasi partilerin başkan ve yöneticileri, sendika, oda, dernek, kooperatif ve STK’ların başkan ve yöneticileri, muhtarlar, farklı kesimlerden binlerce kişi katılım gösterdi.
 
CHP Mersin Milletvekilleri Gülcan Kış ile Hasan Ufuk Çakır, DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan ve  Avrupa Arap Alevileri Federasyonu Başkanı Yusuf Günaşan, söz alarak duygu ve düşüncelerini paylaşıp, katliamları kınadılar.
 
Tarsus Emek ve Demokrasi Platformu tarafından ortak basın açıklamasını ise Jale Kirman ve Emin Mustafa Doğru yaptılar. Açıklama şöyle:
 
“BARBARLIĞA KARŞI YAŞASIN İNSANLIK” DEMEK İÇİN BİR ARADAYIZ”
İnanç ve etnik köken ayrımı yapmadan, barış içerisinde, birlik ve huzur içerisinde ve mutlaka kardeşlik ve eşit yurttaşlık içerisinde yaşamayı “kâlû beladan bu yana” hayatlarının anayasası, inançlarının ana felsefesi olarak gören ve aynı kardeşlik, barış ve huzuru tüm toplumlar için de arzu eden Alevi toplumuna karşı,  Suriye’de 8 Aralık 2024 tarihinde Suriye yönetiminin devrilmesiyle iktidarı ele geçiren cihatçı HTŞ yönetimi tarafından uygulanan soykırım, etnik temizlik ve katliamlar tüm dünyanın gözü önünde devam etmektedir!
 
Bu katliamlar, sadece bir ülkenin değil, tüm insanlığın vicdanını sorgulatmaktadır:
 
İnsanlık, bu korkunç zulme karşı sesini yükseltmeli, sessiz kalmamalıdır! Suriye’de sivillere yönelik bu katliamın görüntüleri, dış görünüşüyle değil, kalbi ve beyniyle insan olabilen herkesin kanını donduruyor!
 
SURİYE’DE CANİ TERÖRİSTLER TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN
SOYKIRIM AMAÇLI KATLİAMI LANETLİYORUZ…!
HTŞ yönetimi, içinden çıktığı IŞİD ve El Kaide gibi cihatçı örgütlerin kullandığı insanlık dışı
yöntemlerle kendisi gibi inanmayan, düşünmeyen, yaşamayan tüm halklara karşı soykırım
suçları işlemeye devam etmektedir.
Aleviler, Dürziler, Kürtler, Türkmenler, Hristiyanlar… HTŞ yönetiminin bu insanlık dışı
saldırı ve soykırımlarının hedefi olmakla birlikte, özellikle Alevi inanç grubuna karşı
intikamcı, nefret dolu ve her biri insanlığa karşı suçlar kategorisinde olan suçlar işlenmeye
devam etmektedir!
Ve bu suçlar, tüm dünyayı sorumluluk almaya çağırmaktadır!
Cihatçı teröristler sadece Alevi toplumuna değil, baskıya, tacize ve düşmanca haksızlıklara
boyun eğmeyen tüm kesimlere, Dürzilere, Hristiyanlara ve mazlum halkalara yönelik de etnik
ve mezhepsel temizlik uygulamaktadır.
Bu vahşet karşısında sessiz kalmak, zulme ortak olmaktır!
Suriye’de 13 yıllık iç savaş, HTŞ’nin bir anda devleti ele geçirmesiyle “bitti” sanıldı, ama
sanmakla bitmiyor…!
 
HTŞ’ye destekte ön sırada ABD, İsrail ve AKP yönetimi var!
Ve bu korkunç ittifak, tarihin derin dehlizlerinden bir gün mutlaka gün ışığına çıkacak ve
gerçekler aydınlıkta parlayacaktır…!
Hatay’a sadece 150 kilometre, Türkiye karasularına 25 kilometre, Kıbrıs’ın uç noktasına 109
kilometre olan Lazkiye’de “bitti” denilen iç savaş, şu anda Alevi etnik temizliği ve soykırımı
olarak sürüyor…!
Bu, sadece coğrafyanın değil, tüm insanlığın sınavıdır!
Sadece birkaç günde ölü sayısı binleri geçti ve bunların tamamına yakını da sivillerdi!
Lazkiye’de 4 Mart’ta HTŞ çetelerince başlatılan saldırılarda aileler katledildi, evler tamamen
soyuldu, ormana ve dağlara kaçan insanlar hâlâ evlerine dönemedi.
Lazkiye kentinde ve çevresindeki yerleşim yerlerinde, köylerde, mahallelerde Alevilerin
evleri yakılmakta; kadınlar, çocuklar, bebekler tank, top, makineli tüfeklerin yanı sıra bıçak,
kılıç ve diğer kesici aletlerle vahşice öldürülmeye devam edilmektedir.
Bunlar, sadece bireysel saldırılar değil, bir devletin kurumsal yapısı içinde planlanan ve
uygulanan bir soykırımdır!
Cihatçıların uzun yıllardır hazırlığını yaptığı bu planlı ve organize kıyım, uluslararası
hukukun açıkça hiçe sayıldığını ve emperyalist güçlerin bu katliamlara doğrudan ya da dolaylı
icazet verdiğini göstermektedir.
Bu bir utançtır! Bu zulüm, asla görmezden gelinemez!
Çağımızın Hitler’i, eli kanlı HTŞ teröristlerinin başı, hakkında tutuklama kararı bulunan bu
katil ile el sıkışanlar, insanlığa karşı işlenen suçların ortağıdır! O caniyle samimi pozlar
verenler, bugün o masumların kanını ellerinde taşımaktadır! Cihatçı teröristleri
cesaretlendiren tam da budur!
Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinde “terör örgütü” listesinde yer alan ve IŞİD ile
bağlantıları nedeniyle insanlığa karşı işlenen suçlardan sorumlu olduğu bilinen HTŞ, soykırım
uygulamalarına başlamış ve halen devam ettirmektedir.
Ve dünya, bu korkunç gerçeği kabullenmek zorunda kalacak!
HTŞ, iktidarı ele geçirdiği ilk günden itibaren Alevi inanç merkezlerini ve Alevi toplumunu
hedef almış, silahsız sivilleri katletmiştir.
Dünya kamuoyunun tepkisi sonrası, bu saldırıların kendi dışındaki paramiliter gruplarca
yapıldığını öne sürerek sorumluluklarını gizlemeye çalışmaları ise tamamen yalandır!
Suriye’de Aleviler, HTŞ teröristleri tarafından toplu katliamdan geçirilmekte ve cesetler,
bölgeye gelecek Birleşmiş Milletler gözlemcilerinin görmemesi için kaybedilmek üzere
denize atılmakta ya da yakılmaktadır.
Alevi kadınlar savaş esiri olarak zorla otobüslere bindirilerek bilinmeyen bir yere
götürülmektedir…!
Ve bizler, bu zulme karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz!
Açıkça binlerce masum sivil, yalnızca Alevi oldukları için öldürülmektedir!
Mazlum Halklar İçin Adalet!
Alevi inancına mensup masum siviller, sokak ortasında aşağılanıyor, meydanlarda linç
ediliyor, insanlık dışı muamelelere maruz bırakılıyor! Çekimler, haberler ortada! İnsanlık bu
vahşeti izlemekle yetinecek mi?
Yaşananlara sessiz kalmak, barbarlığı daha fazla cesaretlendirmekte ve tüm insanlığın
vicdanını yaralayan olayların yaşanmasını kolaylaştırmaktadır.
Yaşananlar, mezhepçi bir etnik temizlik ve soykırım olmakla beraber, emperyalizmin tüm
coğrafya üzerinde büyüyen savaş, katliam ve soykırım planlarının da bir göstergesidir.
Katliam, büyük vicdansızlıkla devam ederken, insanlık tarihine bir kara leke daha
yazılmaktadır. 
Vicdan sahibi olan herkes katliamın durması için direnirken, bazı medya organlarının attığı
başlıklar ve köşe yazılarında insanlara ve inançlara küfür edilmesi, en az katliam kadar acı ve
ibret vericidir…
Suriye’de bu şartlarda bir barış söz konusu değildir; eli kanlı barbarlardan barış beklemek,
adil bir devlet yönetimi beklemek saflıktır…
Dünya tarihinde görülen diktatörlerin ve Nazi liderinin tek yumurta ikizi olan Colani, cihatçı,
cani bir teröristtir. Suriye’nin yönetimi, HTŞ teröristi Colani’ye emperyalist güçler tarafından
müştereken teslim edilmiştir. Bu teslimat, Ortadoğu’da bir kan gölü yaratma projesinin bir
parçasıdır!
Ve bu emperyalist güçlerin nihai hedefi de Türkiye’de yaşayan demokrasi,
barış ve kardeşlik savunucusu tüm kesimleri korkutarak, başlarına
Türkiye’de de bir katliam geleceği korkusunu kalıcı kılarak tüm toplumu
sindirmektir.
 
Kilometrelere bakınca, Lazkiye çok uzak değil… 
Ama hafızamıza bakınca, daha da yakın. Maalesef yakın tarihimizde; 6-7 Eylül, 
Kanlı 1 Mayıs, Maraş, Çorum, Sivas acıları var; Gazi var, Gezi var.
Acısı hâlâ taze; Başbağlar, Roboski, Reyhanlı, Suruç, Ankara Garı katliamları var. 
O yüzden Lazkiye’deki ateş, burada, bizim hafızamızın da korlarını da maalesef
canlandırıyor, korkutuyor…!
Türkiye’deki iktidar, yanı başındaki coğrafyada yaşanan insanlık suçlarına göz
yummakla kalmıyor, emperyalist çıkarların taşeronluğunu üstlenerek bu
katliamların zeminini hazırlıyor. Gerçekten huzur ve barış istiyorsa, savaşı ve
terörü besleyen politikalarından derhal vazgeçmeli, kardeşliği ve eşitliği
yalnızca söylemde değil, eylemde de savunmalıdır!
Zulüm dün Kırcaali’de olmuş, Gazimağusa’da, Lefkoşa’da olmuş,
Kırım’da, Hocalı’da, Bakü’de, Halepçe’de, Kerkük’te; bugün Lazkiye’de,
Tartus’ta ya da dünyanın öbür ucunda olmuş, fark etmez.
“Bugün 16 Mart 1988 Halepçe Katliamı’nın ve 16 Mart 1978 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi önünde 7 öğrencinin öldürüldüğü trajedilerin yıl dönümü. Gerek Halepçe gerekse
İstanbul Üniversitesi katliamları insanlığın ortak acılarıdır. Bu vesileyle Halepçe’de yitirdiğimiz
binlerin, İstanbul Üniversitesi’nde kaybettiğimiz öğrencilerin acısını bir kez daha yüreğimizde
hissettiğimizi, ölümlerin yaşanmadığı bir Türkiye ve Ortadoğu’nun inşası için insan hakları ve demokrasi mücadelemizden asla taviz vermeyeceğimizi, her türlü faşizme karşı omuz omuza mücadele edeceğimizi ifade ediyoruz.”
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 9 Aralık 1948 tarihli, Soykırım Suçunun
Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 1. maddesinde tanımlanan soykırım suçunun tüm unsurları, Suriye’nin genelinde ve özellikle Lazkiye ve Tartus bölgesinde
görülmüştür. Suriye’de, Lazkiye ve Tartus’ta, Alevileri diri diri yakmayı, çocukları analarının gözleri önünde katletmeyi, kadınları kaçırmayı “iktidarlarını sürdürmenin yolu” olarak gören bubarbar sürüsünün vahşeti artık bir insanlık suçu değil, insanlığın bizzat kendisine açılmış  bir savaştır!
Bu katliamları görmezden gelenler de bu vahşetin suç ortağıdır!
Saldırıların derhal durdurulmasını istiyoruz!
 
Suriye’de sadece Alevilerin değil, Sünnilerin, Türkmenlerin, Kürtlerin, Arapların, Ezidilerin,
Dürzilerin, Çerkeslerin, Hıristiyanların, laiklerin, kadınların, gençlerin, çocukların yani tüm
kesimlerin, tüm insanların “bir arada huzur ve kardeşlik barış içerisinde yaşayabilmesi”
güvence altına alınmalıdır.
Rövanş, intikam, nefret ve katliamdan beslenen teröristlerin Suriye’deki tüm masumlara
yönelik soykırım amaçlı tüm saldırıları derhal sona erdirilmelidir. Suriye’nin özgür ve
demokratik geleceği, ancak Alevilerin, Kürtlerin, Dürzilerin, Arapların, Hristiyan ve diğer
halkların ortak yaşam alanlarını büyütmesiyle gerçekleşir…
Zihniyeti ve pratiği bilinmesine rağmen HTŞ’yi doğrudan ya da dolaylı yollarla destekleyen,
onlara silah, lojistik ve siyasi meşruiyet sağlayan güçler, bu katliamın suç ortaklarıdır! 
Katillerin ellerine kanı sürenler, bugün susarak kendilerini aklayamaz! 
Katliama karşı sessiz kalmak, suç ortaklığıdır!
Buradan tüm insanlığa sesleniyoruz…! 
Dünya üzerinde bir kamuoyu oluşturup katliama ‘dur’ diyelim. 
Susmak, suça ortak olmaktır!  
Ortadoğu’nun daha fazla çatışmaya değil, silahların susmasına ve barışa ihtiyacı vardır.
İktidarı, Birleşmiş Milletleri, Uluslararası İnsan Hakları Örgütlerini, Uluslararası
Kamuoyunu, vicdan sahibi herkesi Suriye’deki Alevi soykırımına karşı
harekete geçmeye çağırıyoruz.
Bu zulme karşı susmayacağız, boyun eğmeyeceğiz. 
İnsanlık değerlerinin yanında durmaya devam edeceğiz.
İnsanlığa karşı işlenen bu suçun sorumluları ortaya çıkartılmalı, yargılanmalı,
hesap sorulmalı ve saldırılara son verilmelidir.
Bizler, emek ve demokrasi mücadelesi verenler olarak, bu zulme karşı
susmayacak, halkların barış, eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyütmeye devam
edeceğiz! 
 
İnsanlık onuru için ayağa kalkacağız! 
Katliamcıların karşısında duracak, sesimizi daha da yükselteceğiz!
Bize teslimiyet değil, direniş yakışır! 
Çünkü insanlık, ancak direnenlerin ellerinde yükselir!
Aleviler, bizim ülkemizin de bir gerçeği ve tarihidir. Kültürümüzün kopmaz bir parçasıdır.
Benzer acıları da defalarca yaşamış bir ülke olarak, hemen yanı başımızda yaşanan
gelişmelerin bu topraklarda da kaygıya neden olduğu açık bir gerçektir.
Yunus, Mevlâna, Hacı Bektaşi Veli’den devraldığımız kültürümüz; insanı
yüceltir ve onun yanında durur. Büyüklerimiz “yetmiş iki millete aynı
gözle” bakmayı fısıldamıştır kulağımıza. O yüzdendir ki hiçbir kötülüğe
kayıtsız kalmayız, kalamayız.
Tarsus’tan ses veriyoruz…! 
Bütün halkımızı bu kaygı veren gidişata karşı kenetlenmeye,
yetkilileri de bu kıyımı durdurmak için harekete geçmeye
çağırıyoruz.
Kamuoyuna sonsuz sevgi ve saygımızla duyururuz.
İnsanlık onuru barbarlığı yenecek! 
Kahrolsun Faşizm! 
Yaşasın halkların kardeşliği!”

 
Etiketler:
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Akdeniz Gazetesi ©1994 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
Oluşturma süresi(ms): -1
SON DAKİKA
Tarsus'ta gece saatlerinde ev yangını, bir kişi yaşamını yitirdi
Tarsus Emek ve Demokrasi Platformu’ndan Suriye’de yaşananlara tepki!
20 Kadın Girişimci Haşere Mücadelesi İçin Lepistes Balığı Yetiştirecek
Tarsus Belediyesi Semt Pazarlarında Tartı Kontrol Noktası Uygulaması Başlattı
Coğrafi İşaretli Tarsus Humusu TADEKA Binasında Yapıldı
Çamlıyayla Fakılar Mahallesi’nde Ev Yangını
Büyükşehir İtfaiyesi Vatandaşları Bilinçlendirmeye Devam Ediyor
Tarsus Ticaret Borsası Personellerine Ödül
Başkan Seçer ve Meral Seçer, Üniversite Öğrencileri İle Birlikte İftar Yaptı
Tarsus’ta yaşanan kazada Saadet Naz yaşamını yitirdi
Faiz indirimi olumlu bulundu
Büyükşehir Belediyesi Portekizli Öğretmenler İçin Çalıştay Düzenledi
Tarsus'ta otoyol kaçış rampasında kaza, 2 ölü
Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde göçmen kaçakçılarına operasyon
Tarsus’ta bankada sıra kavgası; bir kişi bıçaklandı