Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Meral Seçer, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından halkın iradesine sahip çıkılması ve demokrasiye destek verilmesi amacıyla 14 büyükşehir ve 21 ilde eş zamanlı düzenlenen ve Mersin’de Özgecan Aslan Meydanı’nda gerçekleştirilen ‘Dayanışma Mitingi’ne katıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) düzenlediği ve Mersin’de Başkan Seçer’in öncülüğünde gerçekleşen eş zamanlı mitinge, CHP Mersin Milletvekilleri Gülcan Kış, Talat Dinçer ve Hasan Ufuk Çakır, DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, CHP Mersin İl Başkanı Koral Ömür ve yönetimi ile Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, Mezitli Belediye Başkanı Ahmet Serkan Tuncer, Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, Aydıncık Belediye Başkanı Özkan Kılıçarpa ve Anamur Belediye Başkanı Durmuş Deniz, CHP ilçe başkanları ile birçok siyasi parti, sendika ve meslek odasının temsilcileri katıldı.
Kentin dört bir yanından gelen yurttaşların alanı doldurduğu dayanışma mitinginde coşkulu kalabalık ellerinde, ‘Karanlık ne kadar derinse şafak o kadar yakındır’ , ‘Hak, hukuk, adalet’ , ‘Gücünüz yetmez çünkü biz milletiz’ , ‘Kurtuluş yok tek başına hep beraber ya hiçbirimiz’ , ‘CHP başaracak milletin hakkı milletin olacak’ , ‘19 Mart darbesine teslim olmayacağız’ yazılı dövizler taşıdı. Mersin'den yükselen sloganlar dayanışmanın ve birliğin sesi oldu.
Seçer: “Bugün ortak gayemiz Türkiye’dir”
CHP Mersin İl Örgütü’ne Mersin’deki her görüşten insanı kardeşçe yaşama azmi, hak, hukuk, adalet ve demokrasi adına bir araya getirdiği için teşekkür eden Başkan Seçer, “Bugün ortak gayemiz Türkiye’dir. Cumhuriyet Halk Partisi güçlü bir partidir. Yüz yıl önce bir halkı yok etmek isteyenlere karşı o halkın umudunu ve inancını yeniden yeşerten Cumhuriyet Halk Partisi, bugün de aynı görevi yapacak” dedi.
“Biz yanımıza halkımızın gücünü aldık”
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan gitmeye kararlılıkla devam edeceklerini söyleyen Seçer, “Biz inançlıyız, halkımıza güveniyoruz. Bizim anlayışımızda en büyük güç millettir. Biz yanımıza halkımızın gücünü aldık. Haklıyız, onun için bağırıyoruz, sesimiz yüksek çıkıyor ve haykırıyoruz. Bağırmaya, haykırmaya, sesimizi duyurmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Seçer; vatandaşların büyükşehirde ve ilçelerde CHP’li belediye başkanlarını seçtiğini ve onlara güvendiğini sözlerine ekleyerek, “Demokrasi galip geldi. Halkı düşünen, yanında olan, onun derdiyle dertlenen belediye başkanlarını seçtiniz. Sizlere müteşekkiriz. Sizlere layık olabilirsek ne mutlu bize. Bu sorumluluk bilinciyle çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz” dedi.
“Bütün dertleri bizi korkutmak ama korkmuyoruz”
Tüm Türkiye’de CHP’li belediye başkanlarının başarılı hizmetlere imza attığını kaydeden Seçer, iktidarın CHP’li belediyelerin başarılarını engellemeye yönelik çabaların farkında olduklarını belirterek, “Bütün dertleri bizleri korkutmak ama biz korkmuyoruz, buradayız” ifadelerini kullandı.
“Anayasal hakkımızı kullanıyoruz ve buradayız. İzin almaksızın ama şiddete de başvurmaksızın, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapabiliriz. Biz barışsever insanlarız, kardeşlikten yanayız ve ‘savaşa hayır’ diyoruz. Hangi etnik yapıdan, inanç grubundan ve siyasi görüşten olursak olalım biz Anadolu insanıyız. Biz bu topraklarda bin yıldır yaşıyoruz, yaşamaya devam edeceğiz. Ay yıldızlı al bayrağın altında, Mustafa Kemal’in izinde, inadına kardeşçe yaşayacağız.”
“Biz; hak, hukuk devleti, demokrasi ve ifade özgürlüğü istiyoruz”
İktidarın belediyelerin başarısını durdurabilmek adına birçok belediyeye kayyum atadığına dikkat çeken Seçer, İBB Başkanı İmamoğlu’nun Türkiye’yi yönetmeye talip olmasının da iktidarın işine gelmediğini belirterek, “Ekrem Başkan İstanbul için çalışıyor. Şimdi de ‘Ben Türkiye’yi yönetmek istiyorum, böyle bir iddia ortaya koyuyorum’ diyor. Tabi iktidarın işine gelmiyor. Çünkü yenileceklerini bildikleri için işlerine gelmiyor. ‘Ne yapalım. Bunlar bizden hızlı koşuyor. Bizden daha çok çalışıyor, halk bunların yanında, halk bunları seviyor. O zaman iktidarımızın gücünü kullanalım. Hak, hukuk, adaleti bırakalım bir kenara. Bunları derdest edelim. İktidarın gücüyle kurumları bir aparat olarak kullanalım’ diyorlar. Oysa biz; hak, hukuk devleti, demokrasi ve ifade özgürlüğü istiyoruz. İstediğimiz her medeni insanın, her evrensel toplumun istediğidir” dedi.
“Biz buradayız, dimdik de ayaktayız”
Gelişen dünya ile hakkı, hukuku, bilimi, irfanı ortadan kaldırarak rekabet edilemeyeceğinin altını çizen Seçer, “Çocuklarımız umudu yurtdışında arıyor ama merak etmeyin biz buradayız, dimdik de ayaktayız. Hiç endişeniz olmasın. Bu vatan atalarımız tarafından, oturulduğu yerde kurulmadı. Daha geçtiğimiz gün Çanakkale Zaferi’ni andık, duygulandık. Kürdü, Türkü, Arabı, Çerkes’i, Boşnak’ı Anadolu coğrafyasında Osmanlı’nın tüm tebaaları emperyalizme karşı mücadele etti. Şimdi ayrıştırmaya çalışıyorlar. Buna gelmeyeceğiz” diye konuştu.
“Bizim atalarımızın kanında, gücünde, inancında bağımsızlık var, bağımsız Türkiye, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti var” diyerek konuşmasını sürdüren Başkan Seçer, Ekrem İmamoğlu’nu haklı mücadelesinde asla sahipsiz bırakmayacaklarını belirterek, “Ekrem Başkan’ımızın sevgili eşleri Dilek Hanım’ı ve çocuklarını ziyaret ettim. Onların yanında olmak, üzüntülerini paylaşarak azaltmak için orada oldum. Yol arkadaşlığı, mücadele arkadaşlığı budur. Çalışacağız, çalışmadan başarı olmaz. Umudunuzu diri tutun” ifadelerini kullandı.
“Demokrasimiz, tarihimizin en sancılı, en buhranlı günlerini yaşıyor”
Anayasa karşısında Cumhurbaşkanı’ndan, vatandaşa kadar herkesin eşit birer yurttaş olduğunu ve kimsenin suç işleme özgürlüğünün olmadığını hatırlatan Seçer, “Hiçbirimizin suç işleme özgürlüğü yok. Bizim alnımız açık, başımız dik, hiçbir şeyden korkmuyoruz. Ama bu ülkede hukuk olduğuna, yargının bağımsız ve tarafsız olduğuna, siyasetin başta yargı olmak üzere kurumlar üzerinde vesayetinin olmadığına inanmıyoruz. Demokrasimiz, tarihimizin en sancılı, en buhranlı günlerini yaşıyor. Buhran krizden de ötedir. Ekonomik kriz anidir, akuttur, çözülür ama buhran kronikleşmiş bir krizdir. Zamanla artık taşlaşmıştır, tahkim olmuştur. Bunu söküp atmak azim ister, yürek ister. Bu yürek, bu azim bu halkta var, bizler de var. Bunu tersine döndüreceğiz” sözlerine yer verdi.
“Her geçen gün bir hukuk garabetiyle uyanıyoruz”
Ülkede her geçen gün yeni bir hukuk garabeti ile karşılaşıldığını söyleyen Seçer, birçok şehirde getirilen toplantı ve yürüyüş yasaklarının hak gaspı olduğunu kaydetti. İnsanların itirazlarını dile getirmelerinin Anayasal hak olduğunu aktaran Seçer, “Bırakın insanlar varsa içlerindeki şikayeti hatta varsa öfkeyi söylesinler. Biz nasıl demokrat olacağız? Biz dünyada demokrasiyle mi anılacağız, otokrasiyle mi anılacağız? Biz demokrasiyle anılacağız” dedi.