İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta evinde gözaltına alınması, ardından tutuklanması ile başlayan eylemler, ülke gündeminin ilk sırasına oturdu!
CHP’li Belediye Başkanlarının tutuklanmaları, mevcut iktidarın politika ve hizmetlerinden memnun olmayan geniş halk kitlesinin “eylemlilik” sürecine katılmasına neden oldu.
İşçisi emeklisi, esnafı ev kadını, işsizi ataması yapılamayanı, ama en önemlisi de gençliği alanlarda görmek mümkün. Üniversiteler uyanmış durumda!
Ekonomik sorunlar, gelecek kaygısı, adalete olan güvenin azalması, siyaset kurumunun baskı altında kalması, kitlelerde tepki düzeyini arttırdı. Bu da şu günlerde sokağa ve alanlara yansıyor.
Hızlı yaşanan gündem değişikliği içerisinde CHP, 23 Mart’ta (daha önceden duyurduğu gibi) Cumhurbaşkanlığı adayını belirlemek için ön seçim gerçekleştirdi. Aynı gün sabah saatlerinde Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması nedeniyle, CHP’nin sadece üyelere değil, dayanışma sandıkları ile tüm vatandaşlara açtığı sandıklara milyonlarca kişi akın etti.
Tek aday olmasına rağmen, farklı kesimlerden milyonlar, yaşananlara tepkisini yine demokratik şekilde gösterdi.
Kısacası Türkiye’de partiler üzeri toplumsal bir hareket başlamıştır. Bu sürecin elbette Gezi eylemlerine benzerliği vardır, fakat ayrı bir hikaye yazılıyor!
Çünkü toplumsal beklenti ve sorunlar, hukukun tartışılır duruma gelmesi, gelecek endişesinin artması, yaşananları geçmişten ayrı kılmaktadır.
Bu süreçte Cumhurbaşkanı adayı tutuklanan, Belediye Başkanları cezaevine atılan, ‘partiye kayyum atanacak’ söylemlerine maruz kalan, son yerel seçimde birinci parti konumuna gelmesine rağmen iktidarın her noktada baskı altına almaya çalıştığı yapı Cumhuriyet Halk Partisi’dir.
CHP, şu an (halk nazarında) mağdur edilmeye çalışılan, ama iktidara karşı en güçlü yapı olarak ortada duruyor! Bu nedenle Genel Başkan Özgür Özel’in her çağrısına yüzbinler katılıyor. Alanlara katılımın yüksek olması CHP’nin sorumluluğunu da arttırıyor. CHP, geniş halk kesiminin psikolojik olarak sığındığı çatı konumuna gelmiştir.
Bir kez daha tarihi bir misyon yüklenen CHP’de 6 Nisan’da olağanüstü kurultay kararı alındı. Özgür Özel’in bunu en iyi şekilde değerlendirmesi gerekiyor.
Türkiye’de demokrasi için, toplumsal birlikteliğin sağlanması için, siyasal yaşamın sağlıklı şekilde işlemesi ve adalete olan güvenin tam tesis edilmesi için kritik eşik seviyesine gelinmiştir.
Özgür Özel, 6 Nisan öncesinde, Kasım 2023 kurultay seçimlerinin ruh halinden uzaklaşmak ve önce partisi içerisinde ahengi en iyi şekilde sağlamak zorundadır.
Yaşanan krizler, aslında yeni yol haritalarının belirlenmesi ve çıkış bulunması adına fırsat yaratır. Bu durum şu anda yaşanmaktadır.
Programda bir değişiklik olmaz ise 6 Nisan kurultayı, CHP’nin köklerinden aldığı güçle yapacağı yerinde politikalarla, bugün alanlara dökülen milyonların aynı çatı altında uzun süreli yol yürümesine olanak sağlayacaktır. Aksi halde “bencil” hareketlerin faturası ağır olacaktır!